Bu çalışma, ütopik mimari tasarımların yapay zekâ kullanılarak nasıl fotogerçekçi görüntülere dönüştürülebileceğini ve bu dönüşümün ütopyaların uygulanabilirliğini nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Araştırma altı ünlü modernist ütopyaya odaklanmaktadır: La Citta Nuova (Antonio Sant'Elia, 1914), Broadacre City (Frank Lloyd Wright, 1932), Radiant City (Le Corbusier, 1933), Plug-in City (Peter Cook, 1964), Walking City (Ron Herron, 1966) ve Hexahedron Arcology (Paolo Soleri, 1969). Her bir ütopya, görsel bir yapay zeka aracı olan DALL-E aracılığıyla yapılandırılmış istemler kullanılarak yeniden üretilmiştir. Bu çalışma, yapay zeka tarafından üretilen fotogerçekçi temsillerin ütopik mimarinin yorumlanması ve kavramsallaştırılması üzerindeki etkisini incelemektedir. Metodolojik olarak çalışma, tekrarlanabilirliği sağlamak için yapılandırılmış bir yaklaşımla desteklenen nitel içerik analizi ve görsel analizi içermektedir. Yapay zekanın mimari temsildeki potansiyelini tartışırken, mekansal, maddi ve işlevsel verilerin aktarılmasındaki sınırlılıklarını da kabul etmektedir. Bulgular, DALL-E'nin işlevsel bir tasarım çözümünden ziyade öncelikle ilham verici bir araç olarak hizmet ettiğini göstermektedir.
This study investigates how utopian architectural designs can be transformed into photorealistic images using artificial intelligence and how this transformation influences the applicability of utopias. The research focuses on six famous modernist utopias: La Citta Nuova (Antonio Sant'Elia, 1914), Broadacre City (Frank Lloyd Wright, 1932), Radiant City (Le Corbusier, 1933), Plug-in City (Peter Cook, 1964), Walking City (Ron Herron, 1966), and Hexahedron Arcology (Paolo Soleri, 1969). Each utopia was reimagined through DALL-E, a visual AI tool, using structured prompts. This study examines the impact of AI-generated photorealistic representations on the interpretation and conceptualization of utopian architecture. Methodologically, this study incorporates qualitative content analysis and visual analysis, supplemented by a structured approach for ensuring reproducibility. It discusses the potential of AI in architectural representation while acknowledging its limitations in conveying spatial, material, and functional data. The findings suggest that DALL-E primarily serves as an inspirational tool rather than a functional design solution.
Utopia Architecture Artificial Intelligence DALL-E Photorealism
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Mimari Tasarım, Mimarlık ve Tasarımda Bilgi Teknolojileri, Sosyal Tasarım |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 6 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 11 Eylül 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 2 |