Halkevleri ve Halkodaları, 1932–1951 yılları arasında okuma yazma çalışmalarına katkıda bulunmakla birlikte Cumhuriyet ilkelerinin ülke çapında benimsenmesini hedefleyen yaygın eğitim merkezleridir. Metinde mimarlık tarihi literatüründe daha önce incelenmemiş olan Giresun Halkevi ile Şebinkarahisar Halkevi binalarının Cumhuriyet Arşivi belgeleri ışığında ortaya çıkarılması ve mimari açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Giresun ve Şebinkarahisar, önce iki ayrı il merkeziyken 1933’te Şebinkarahisar Giresun’a bağlanmış ve ilçe statüsüne getirilmiştir. Buradan hareketle çalışmanın amacı doğrultusunda Erken Cumhuriyet Dönemi’nde birbiriyle ilişkili iki kentin idari statü değişiminin kültürel kurumlara yansımasını değerlendirmek ilk hedeftir. Cumhuriyet Arşivi belgeleri, 1944 yılına kadar Şebinkarahisar’da halkevi faaliyetlerinin dağınık olarak gerçekleştiğini; bu nedenle yeni halkevi binasının projelendirildiğini göstermektedir. Giresun’da ise Fransa ve Rusya’nın ortak olarak kullandığı konsolosluk binası, Cumhuriyet Halk Fırkası’na (CHF) tahsis edilmiş, aynı zamanda halkevi olarak kullanılmıştır. Giresun’un il merkezi olması; kent merkezinde bulunan mevcut ve görkemli bir yapının (eski konsolosluk binası) hızlı bir biçimde halkevine dönüştürülmesini mümkün ve gerekli kılmış gibi görünmektedir. Buna karşın, ilçe statüsündeki Şebinkarahisar’da mevcut yapı stoğunun elverişsiz olması nedeniyle ‘Küçük A Tipi’ tip projelerinden birinin uygun görülmesi; idari statünün doğrudan mimari tercihlere yansıdığını ve ilçe düzeyinde ekonomik ve standart bir projenin önerildiğini göstermektedir. Böylelikle Erken Cumhuriyet Dönemi halkevi mimarlığının farklı örneklerini karşılaştırmalı olarak incelemek, çalışmanın ikinci hedefi olarak belirlenmiştir.
People’s Houses and Rooms functioned as widespread educational centers aiming to disseminate the principles of the Republic throughout the country. This study aims to reveal and evaluate, from an architectural perspective, the Giresun and Şebinkarahisar People’s Houses, which have not previously been examined in the architectural history literature. While Giresun and Şebinkarahisar were initially two separate cities, in 1933 Şebinkarahisar was incorporated into Giresun and brought to district status. Accordingly, the first objective of the study is to assess how this change in administrative status during the early Republican period was reflected in cultural institutions. Giresun’s position as a provincial center appears to have made both possible and necessary the rapid adaptation of a prominent building in the city center into a People’s House. In contrast, in Şebinkarahisar, the inadequacy of the existing building stock led to the selection of the standardized ‘Small Type A’ projects, demonstrating that administrative status directly influenced architectural choices: while a representative existing building was transformed in the provincial center, an economical and standardized project was proposed for the districts. Thus, the comparative analysis of these different examples of People’s House from the early Republican period constitutes the second aim of the study.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Architectural History, Theory and Criticism |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | March 21, 2025 |
| Acceptance Date | November 11, 2025 |
| Publication Date | December 27, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 8 Issue: 2 |